27 Aralık 2010 Pazartesi

Hüznün Arifesinde

Yine kalbim sıkışmak üzere, yine ellerim titremek üzere, yine ruhum parçalara ayrılmak üzere, yine arka planda Deep Purple'den Soldier Of Fortune çalıyor, yine başka dünyalara gitmek istiyorum. Klasik bir hüznün arifesi benim yaşadığım.  Ah şu lanet geleceği görebilseydik... O zaman her şey çok kolay olurdu!! Acaba? Hayat, anlamlarından birini kaybetmez miydi?  İnsan kısacık ömründe, sadece bir kaç kere gördüğü kişiye aşık olabilir mi? Veya onun doğru kişi olduğunu bilebilir mi? Yine Allahın belası hormonlarım, beynim veya ne haltsa bana oyun mu oynuyorlar yoksa? Belkide  yalnızlığım o kadar tahammül edilemez bir hale geldi ki, artık her şeye razıyım... Bilmiyorum.... Kendimi dışarı atmam lazım... Bir an önce.... Sigara içmem lazım... Dumanını dertlice içime çekmem lazım... Acilen içmem lazım o Allahın belası şeyi... Tekrar, tekrar, tekrar... Çünkü, üstad Necip Fazıl'ın dediği gibi, "Bir tek o benim için yanıyor"....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder