Hayatımın hangi bölümünde her şeyi ertelemeyi kendime alışkanlık edindim bilemiyorum ama hayatta en fazla yaptığım bir şey varsa o da yapacağım işleri ertelemek. "Ha yarın, ha bugün" derken aradan haftalar geçiyor, iş işten geçiyor ve geçen haftalarda da hiçbir şey yapmamış oluyorsunuz. Güya bu yazıyı, dizi tanıtımı yaptığım gün yazacaktım ki, aradan bilmem kaç gün geçmiş. Neyse herkese iyi seneler diliyorum ve 2011 de bu alışkanlığımı bırakmaya niyetlenerek Anime tanıtımına başlıyorum. Öncelikle Anime'nin tanıtımından biraz bahsedeyim; Anime, Japonca da animasyon anlamını taşıyan bir kelime. Genelde, Japon çizgi romanları olan Mangaların, televizyona veya sinemaya uyarlanmış ve haliyle hareketlendirilmiş haline Anime denilmektedir. Animeleri, klasik animasyonlardan ayıran özellikler ise, Animelerde ki karakterler, düşük bütçe ve zamandan dolayı daha az hareket edermiş gibi gözükürler. Animasyonda ise karakter vurgusu ve hareketlilik daha önemlidir. Ayrıca daha az hareket olduğu için, Anime sanatçıları ilgi çekmenin yolunu bulmak zorunda idi. Bu yüzden işin felsefe kısmına da eğildiler. Bir çok Anime de, ortada sağlam bir tema bulunur ve bu tema sorgulanır ve bir çok karakterin hayata bakış açısı izleyiciye sunulur. Bu sebeple bir çok Anime yetişkinlere yöneliktir. Animasyonlar ise hemen hepsi, çocuklara ve türün meraklılarına hitap eder. Ayrıca Japonların neredeyse hastalıklı ve olağanüstü hayal güçleri de, genelde Amerikalıların yaptığı animasyonlardan çok daha yaratıcı ve ilginç. Bu dediklerime ek olarak, yapılan Animelerin neredeyse tamamı, animasyonların aksine, Mangalardan uyarlanmış durumda. Aslında, benim kuşağımda ki hemen herkes, çocukluğunda Anime izlemiştir ama onun Anime olduğunun farkında değildir. Size, ülkemizde "Küçük Golcü" ismi ile Kanal D'de gösterilen Kaptan Tsubasa bir Animedir desem veya meşhur "Kartal Vuruşu" olan Benjamin' de bir Anime desem, olayı anlayacaksınızdır. Bu arada yıllardır yanlış bilinen bir muhabbete de açıklık getiriyim, her ne kadar bir çok kişi "Kartal Vuruşu" muhabbetinin Tsubasa'da olduğunu sansa da aslında değil. O olay Benjamin denen Anime de oluyordu ama her iki Anime de futbol konulu olduğu için herkes bu iki Animeyi birbirine karıştırıyor. Aklınıza gelen çocukluğunuzun Japon çizgi filmleri, hepsi birer Animedir. Pokemon, Beyblade, Voltran, Kızıl Baron ve diğerleri. Ben bugün tabi ki bu saydıklarımı tanıtmayacağım, çünkü hepinizin az çok bunları bildiğinizi varsayıyorum. Ben bu yazıyı, Anime kültürüne sadece Türk Televizyonlarından aşina olanlar için yazıyorum. Onlarda yeni Anime serileri ile tanışsınlar diye yani. Tanıtıma geçmeden önce Animeleri nereden izleyebileceğinizi de söyleyeyim, bir çok popüler Anime, dizi izlenen sitelerden bulunuyor. Google'dan rahatlıkla bulabilirsiniz yani. Eğer benim gibi download yapıp rahat rahat izlemek istiyorsanız warez.bb.org sitesini tavsiye ederim. Bu arada belirtiyim, Animeler, haliyle Japonya'da yapıldığı için bir çoğu Japonca. Tabi aşağıda tanıtacağım Animeler, popüler oldukları için İngilizce versiyonlarını bulabilirsiniz. Tabi orjinal dilinde izlemek istiyorsanız ayrı. Altyazılarını, altyazı sitelerinden temin edebilirsiniz. Aşağı da tanıtacağım serilerin hepsinin altyazısı bulunmakta. Tabi bazıları hayranların çevirisi olduğu için, kötü olsa da, ortalama bir İngilizce ile(eğer İngilizce versiyon ise tabi) anlayabileceğinizi sanıyorum. Neyse lafı çok uzattık yine, tanıtıma başlayalım.
Fullmetal Alchemist: Kesinlikle listemin başında duruyor. Zaten Japonya'da çıktığı yıl " En iyi Anime" ödülünü almış ve yapılan en iyi Anime anketlerinde her daim üst sıralarda kendine yer etmiş bir seri. Anime 2 seriden oluşmakta. 2003 de çekilen ilk seri toplam 51 bölüm ve bir film olarak yayınlandı. İlk seride yapımcı şirket, Manga'yı birebir takip etmedi ve hikayeyi hayli değiştirdi. Açıkçası bu durum Manga hayranlarını da mutlu etti. Daha sonra 2009 yılında yapımcı şirket, seriyi yeniden ele aldı ve Fullmetal Alchemist: Brotherhood isminde yayına soktu. Bu seri ise büyük oranda Manga'ya sadık kaldı. ( bazı kısımlar atlansa da serinin tamamı Manga ile aynıydı. Hikayenin finali dahil.) İkinci seri ise 62 bölümden oluşuyor ve bence ilk seriden kat be kat daha iyi. Hikaye 20. yüzyılın başlarında alternatif bir evrende, Amestris isminde bir ülke de geçmekte ve bu dünya da simya bilimi inanılmaz derece de gelişmiştir. Simyacılar adeta bu dünyanın büyücüleridir. Müthiş bir maceranın anlatıldığı hikayede Edward Eldric ve Alponse Eldric kardeşlerin hüzünlü ve bir o kadar da heyecanlı hikayesi anlatılıyor. Anime olayına girişmek için tam bir biçilmiş kaftan.
Death Note: Türkiye'de ki en popüler Animeler'den biridir. Ve Anime olayına Death Note ile başlanmışsa kesinlikle şöyle yorumlar duyacaksınız " Vay olm bu Japonlar ne manyak adamlar, ne biçim şey yapmışlar anasını satıyım". Her ne kadar, kendini Anime kaşarı olarak gören insanlar tarafından ortalama bir Anime olarak görülse de, bence çok güzel bir Anime. Son 10 bölümde hikaye biraz ivme kaybedip, tökezlemeye başlasa da, seyredilmesi gereken bir seri. Seri 37 bölümden oluşuyor. Hikayesi ise hayli ilginç ; Bir ölüm meleği ( Japonca da ki ismi ile Shinigami) namı değer Ölüm Defterini (Death Note) canı sıkıldığından ölümlüler dünyasına yani bizim dünyamıza atar. Light Yagami isminde ki genç ve olağanüstü bir zekaya sahip olan Lise öğrenci ise bu defteri bulur ve Dünya'da suç işleyen kim varsa öldürmeye yemin ederek, yeni ve suçtan arındırılmış bir dünya yaratmaya çalışır. Ölüm Defteri'nin özelliği, ismi yazılan kişinin, eğer bir neden yazılmaz ise, bir kaç dakika içinde kalp krizinden ölmesi. Suçluların teker teker öldürülmesinden dolayı, İnterpol işe el atar ve Dünya da ki bir numaralı dedektif olan L lakaplı kişiye başvurur. L ve Light Yagami artık karşı karşıyadır ve seri boyunca bu iki muhteşem zekanın kapışmasını izleriz. Serinin diğer bir güzel özelliği ise adalet anlayışını masaya yatırması ve adaleti etiksel manada incelemesi diyebiliriz.
Neon Genesis Evangelion: Anime üzerine azıcık araştırma yapan kişi, kesinlikle Neon Genesis ile karşılaşır. Çünkü bu Anime tüm zamanların en beğenilen Animelerinden biridir. Bu olay, sanatsal Anime kabul edilmesinde yatıyor. Açıkçası o kadar övülmesine rağmen, bir türlü beğenemedim. Ve çok ta tavsiye etmem ama Anime olayına merak saran birisi kesinlikle izlemesi gerekir diye düşünüyorum. Neden beğenmediğim konusunu uzun bir şekilde, burada kritik edecek değilim. Zira çok uzun bir eleştiri yazısı olur. Tek söyleyebileceğim, kesinlikle haddinden fazla abartılmış bir Anime. Seri 26 bölüm, ekstra filmler ve alternatif sonlardan oluşuyor.
Sadece Anime meraklılarına tavsiye edilir. Ayrıca Anime içerdiği şiddet ve cinsellik içeriğinden dolayı 18+ izleyici kitlesine hitap ediyor. Konusu her ne kadar ilgi çekici olsa da bence çok iyi işlenmemiş ama konuyu yazalım yine de;Yıl 2015, dünya büyük bir nükleer felaketten sonra toparlanmaya çalışmakta. Fakat Birleşmiş Milletler'e bağlı gizli ve özel bir organizasyon olan NERV'ün başka hedefleri var. Kadim metinlerde anlatılmış olan 'Angel'ların dünyaya gelişine hazırlanıyorlar. NERV'ün başkanı Gendo Ikari, yıllardır ayrı yaşadığı 14 yaşındaki oğlu Shinji'yi aniden Tokyo-3 şehrine çağırır. Niye çağırıldığını anlayamayan Shinji, Tokyo-3'e gelir gelmez şehre saldırmakta olan devasa bir Angel ve ardından NERV'in merkez üssünde babası ile karşılaşır.
Shinji daha bunların şokunu üstünden atamadan, Gendo Ikari oğluna, Shinji'in hayatında ilk kez gördüğü dev ve korkutucu bir mecha'ya girip üsse saldıran Angel'la savaşmasını emreder. Shinji başta reddetse bile, bunu yapmaya zorunlu kalacak ve hayatı asla eskisi gibi olmayacaktır...
Elfen Lied: Son derece değişik bir Anime. Şiddeti ve cinselliği biraz gereksiz yere kullansa da izlenmesi gerekir diye düşünüyorum. Zaten 13 bölümden oluşuyor. Bir gününüzü bile almaz bitirmesi. Konusu ise şöyle ; Evrimin son halkası olan Lucy kafasındaki boynuzlardan dolayı çocukken aşağılanır.Yalnız bu boynuzların bir özelliği vardır. O da sırtından çıkan görünmez kolları kontrol etmesine yaramaktadır. Aşağılandığı için dünyaya karşı büyük bir nefret besler ve bu gücünü intikam almak için kullanmaya başlar ve olaylar gelişir. Anime'nin son derece karamsar ve depresif bir havası olduğunu söylemeliyim. Kesinlikle depresyonda olan veya bir üzüntüsü olan kişi izlememeli. Evet Elfen Lied, insanı o kadar göçertiyor. Ayrıca 18+ olduğunu da belirtelim.
Code Geass: İzlediğim son Anime. Ve en fazla keyif aldıklarımın başında geliyor. Hele ki Death Note'u izleyenler kesinlikle kaçırmamalı. Seyircisini sürekli şaşırtan ve heyecan dozunu sürekli yüksek tutan bir seri. Tabi arada ki bir sürü komikliğin de olduğunu belirtmem lazım. Zaten Anime'ler komedi ve acayip durumları olmazsa eksik olurlar. Konusundan bahsetmek gerekirse ki çok güzel bir konusu var; 10 Ağustos 2010'da, Britanya imparatorluğu Japonya'ya savaş açar. Japonya, Britanya İmparatorluğu'nun en yeni silahı olan "Knightmare Frame"e karşı hiçbir şey yapamaz ve istila edilir. Japonya’nın adı “Alan 11” olarak değiştirilir ve vatandaşlarına da "11'ler" adı verilir. Japonya'da yaşayan Britanyalı Lelouch, Britanya’yı yok edeceğine yemin eder.
Savaştan yedi yıl sonra; Lelouch lisede okumaktadır. İçinde askeri bir sır barındıran kamyonu çalan teröristler yoldan çıkarlar. Lelouch, kontrol etmek için kamyonun yanına gider. Duyduğu ses yüzünden içine bakmak ister ama içeride mahsur kalır. Kamyon tekrar hareketlenir, üstelik peşlerinde Britanya özel kuvvetleri vardır. Teröristlerden Karen, Nightmare olarak adlandırılan dev robot ile karşı saldırıya geçer. Kaçmayı başaramayan Lelouch kamyonun içerisinde yakalanır. Onu yakalayan çocukluk arkadaşı Suzaku’dur. Bu sırada kapalı olan bölme açılır ve içinden esrarengiz bir kız çıkar. Bu sırada olay yerine gelen Britanya askerleri Lelouch ve kızı yakalar. Leouch'un vurulmasına engel olmak isteyen Suzaku, Britanya askerleri tarafından vurulur. Lelouch’un öldürülmesine engel olmak isteyen kız da vurulur, ölmeden önce Lelouch’a özel bir güç “GEASS” verir. Lelouch, bu gücü Britanya İmparatorluğunu yok etmek için kullanmaya karar verir. Serinin şu ana kadar, toplamda 50 bölümden oluşan 2 sezonu yayınlandı ve 3. sezonu geçtiğimiz aylarda duyuruldu. Tabi 3. sezonun ne zaman çıkacağı bilinmiyor.
Evet Çok güzel Bir inceleme daha Eline Sağlık
YanıtlaSilEyw Sadom. Teşekkür ederim..
YanıtlaSilçok doyurucu bir inceleme olmuş. Ellerinize sağlık.
YanıtlaSil