Son yıllarda artan kutuplaşma, maalesef bizi ön yargılı bir toplum haline getirdi. Veya toplum olarak hep böyleydik de ben pek fark etmedim. Son yaşanan olayları bir bakın, Said-i Nursi'nin hayat hikayesini anlatan Hür Adam filmi gösterime girmeden Atatürk'e hakaret var gerekçesi ile hakkında savcılıkta soruşturma başlatılıyor, bir grup ulusalcı ise filmin galasında, ellerinde bayraklarla protesto gösterisi yapıyorlar ve filmin gösterimden çekilmesini istiyorlar. Öte yandan Osmanlı padişahlarından Kanuni Sultan Süleyman'ın hayat hikayesini kurgulayarak anlatmayı hedef edinen Muhteşem Yüzyıl dizisi daha başlamadan Rtük'e binlerce şikayet yağıyor ve dizinin yayından kaldırılması isteniyor, Mehter Takımı eşliğinde Show Tv'nin önünde protesto gösterisi yapılmaya kalkışılıyor. Ayrıca Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, dizi hakkında "Gereğini yapacağız" diyor. Daha sonra dizi ilk bölümden Rtük'ten uyarı cezası alıyor ki son derece gereksiz ve aptalca bir ceza. Allah aşkına nasıl bir ülke burası? Bu kadar mı birbirimizden nefret eder hale geldik? Yazının başında ki yazdığım cümleyi daha iyi anlamanız için mevzuyu biraz açıyım; Muhafazakar kesim Said-i Nursi hakkında film yapıyor, Ulusalcılar Atatürk'e hakaret var diye ayaklanıyor ki filmi dün izledim zerre kadar Atatürk'e hakaret söz konusu değil. Siyasi görüş olarak Sol kökenden gelenler ise Kanuni Sultan Süleyman'ın hikayesini dizi yapıyor bu sefer Muhafazakar kesim ayaklanıyor. Hayır iki tarafta yapılan eserleri önce bir izlese, ondan sonra eleştirmeye kalksa hiçbir şey demeyeceğim. Ama yok. Daha iki eserde izlenmeden çeşitli sosyal paylaşım sitelerinde gruplar kuruluyor, herkes birbirine küfürler yağdırıyor, hatta üşenmeden Rtük'e şikayet ediliyor. İki eseri de objektif bir gözle izledim ve her iki eserde de küfür edilecek, gruplar kurulup, protesto gösterisi yapılacak hiç bir şey olmadığını söyleyebilirim. Yani boşuna nefesinizi tüketip, küfürler yağdırdınız sevgili dostlarım. Hür Adam filmi üzerine diyecek pek bir şey yok, sinemasal olarak vasat bir örnek ve Atatürk'e ve onun kurduğu Cumhuriyete her hangi bir hakaret yok. Yani uzun uzadıya anlatılacak pek bir şey yok. Benim asıl üzerinde durmak istediğim konu ise Muhteşem Yüzyıl dizisi. Çünkü bu dizinin yayınlanmadan eleştirilmesi gibi saçma bir durumu bir kenara bıraktım, tarihimiz karalanıyor diye çığırtkanlık yapan insanların tarih konusunda, özellikle Osmanlı Tarihi konusunda, bu kadar cahil olup ta, bu kadar cesaretli bir şekilde küfürler yağdırıp, protesto gösterisi düzenlemelerine gerçekten şaşırıp kalmış durumdayım. Eee zamanımız da tarih ve siyaset gibi derin mevzular artık kitaplardan öğrenilmeyip, Facebook, Twitter gibi sitelerden öğrenilmeye çalışıldığı için aslında gayet normal bir durum. Ya Allah aşkına iki tane kitap açıp tarih öğrenmeye kalkışmıyorsanız , bari azcık google lamayı öğrenin. Belki İnternet'in, sadece Facebook, Twitter ve Msn den ibaret olmadığını anlayabilirsiniz ve bu tür yerlerden tarih öğrenmeye kalkışmazsınız. İşin aslı diziyi hiç takip etmeyi düşünmüyordum, çünkü evde oturup araya tonla reklam girerek dizi izlemeyi sevmiyorum ama bu saçma sapan, dizi daha başlamadan, yapılan eleştiriler yüzünden ilk bölümü izledim ve tahmin ettiğim gibi bir bardak su da fırtına koparıldığının çok iyi farkına vardım. Dizinin tarih danışmanlığını son dönemde "Tarihin Arka Odası" programı ile tanınmış, aslen muhafazakar olan Doç. Dr. Erhan Afyoncu yapıyor. Erhan Afyoncu'yu uzun zamandır takip eden birisi olarak Osmanlı Tarihi konusunda son derece yetkin bir kişi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Şimdi diziyi izlediğime göre ve dizi daha izlenmeden getirilen ve aklımda kalan bir kaç eleştiriye izninizle cevap vereceğim. Bir tane Facebook grubunda diyor ki "Kanuni kadınlara çok düşkün biri olarak gösteriliyor" bunu izninizle Osmanlı tarzında cevap vermek istiyorum " İmdi Bre ahmak, bazı dangalak oryantalistlerin yaptığı gibi erkeklere düşkün olarak mı gösterilseydi?" Her erkek bilir ki normal her erkek kadın cinsine son derece düşkündür. Bunu herkes bilir ama iş Padişaha gelince "Hayır Kanuni asla yapmaz bilmem ne...". Bu tarih bilmezler Kanuni'nin 9 tane çocuğu olduğunu bilmiyorlar herhalde? Bu çocukları leylekler getirdi herhalde? Çocuklardan bahsetmişken, diziye getirilen eleştirilerden biri de Padişahın, cariyelerle cinsel ilişkiye girme mevzusu. Yukarıda dediğim gibi Kanuni'nin 9 tane çocuğu vardır ve padişahın 3 tane nikahlı eşi bilinmektedir. Bunlar: Hürrem, Gülfem ve Mahidevran sultanlardır. Padişahın, Hürrem'den 6 çocuğu, Mahidevran'dan ise 1 çocuğu bulunmaktadır. Gülfem Sultan'dan ise çocuğu yoktur. Geriye kalan 2 çocuk ise Harem'de ki cariyelerden birine veya ikisine aittir. Ayrıca hemen belirtelim Padişahların, haremde ki cariyeler ile nikahsız olarak cinsel ilişkiye girmesi İslam dininde caiz olarak kabul edilmiştir. Hemen ek olarak söyleyeyim cariyelerin başları açık olarak gezmesi ve şarkı söylemesi de caiz olarak kabul edilmiştir. Çünkü başı kapatma emri sadece hür kadınlara emir edilmiştir. Diziyi eleştirenler, herhalde bu gerçekleri bilmiyorlar? Bilmiyorsanız lütfen itiraz etmeye kalkışmayın, bu söylediklerimi kaynakları ile beraber itiraz edemeyeceğiniz yerlerden size ispat ederim ama ben sizin biraz facebook, twitter vs den ayrılarak google'a girmeniz ve bu güzelim arama motorunu faydalı işler içinde kullanmanızı istiyorum. Ayrıca dizinin ilk bölümünde Kanuni, sadece bir tane cariye ile ilişkiye girdi ve nikahlı eşi ile öpüştü. Öyle 100 tane hatun ile alem falan yok yani. Bir de eleştirilerden biri neydi? Padişahın içki içme mevzusu herhalde, yine boşuna yoruldunuz sevgili dostlarım. Çünkü dizinin ilk bölümünde Padişah içecek olarak hep şerbet içti. Zaten Erhan Afyoncu'da Kanuni'nin içki içmeyen bir padişah olduğunu belirtiyor. Bazı diziyi izleyenler ise eleştirilerinin boş çıkmasından dolayı geri adım atamadıklarından, dizi de yapılan tarihi yanlışlar ile ilgili listeler yayınlamaya başladılar. Tabi içki kısmı ve bazı mevzular atılmış. Neymiş efendim yeni eleştiriler, o yıllarda Topkapı Sarayı'nda Harem yokmuş. Yine Erhan Afyoncu bu mevzuyu Salı günü yayınlanan "Teke Tek" programınında açıkladı. Aynen aktarıyorum "Bende biliyorum o yıllarda Topkapı Sarayı'nda Harem olmadığını, salak değilim. Ama 10 yıl sonra Harem Topkapı Sarayına taşınacak. Yani dizi de nasıl yapacaktık, Padişah, sürekli saray ve Harem arası mekik mi dokuyacaktı? Bu yüzden dizinin gidişatına uymayacağından Harem, Topkapı Sarayında gibi gösterildi. Bunun gibi küçük hatalar bildiğimiz halde mecburen yapılmıştır. Bu bir dizidir, belgesel değildir. Tam manası ile gerçeği anlatmak gibi bir derdi yoktur. ". Aynen Erhan Afyoncu'ya katılıyorum. Arkadaşlar bu bir dizi, kurgu yani. Belgesel değil, hiçbir zaman biz tam manası ile gerçekleri anlatıyoruz gibi bir iddiaları da yok adamların. Dizinin yürümesi için bazı şeyler mecbur farklı anlatılacak. Mesela Kanuni'nin deli gibi Hürrem'e aşık olduğu bilinen bir mevzu ama nasıl aşık olmuştur veya Hürrem, kendini nasıl aşık etmiştir, aralarında ne diyaloglar geçmiştir haliyle bilinmiyor. Bu noktaları nasıl anlatacaklar Allah aşkına? Ne yapacaklar? Mecburen işte Hürrem, "Sultan Süleyman!!" diye bağıracak, sonra Padişahın kollarının arasına düşüp bayılacak, Padişah ondan çok etkilenip, onun hayalini görmeye başlayacak vs. Dizi bunun gibi olaylarla kurgulanarak devam edecek işte. He gelip de bana diziyi izledikten sonra şunu derseniz "Biz Kanuni gibi bir padişahın özel hayatını özellikle cinsel hayatını hiçbir şekilde görmek istemiyoruz ve bu yüzden diziyi eleştiriyoruz" size hak verebilirim. Ama tarihi yanlış anlatıyorlar bilmem ne diye başlarsanız önce biraz tarih kitabı okuyun, onu da yapamıyorsanız, kafanızı internet'te izlediğiniz o saçma videolardan azıcık kaldırın da google'a başvurun . Bu arada şunu anlamanız ve kabul etmeniz de gerçekten çok fayda var. Kanuni veya diğer Osmanlı padişahları hiçbir şekilde günahsız veya hatasız değillerdir. Zira günahsızlık bildiğiniz üzere, sadece Peygamberlere mahsustur. Lütfen tarihi incelerken, kendi dindarlığınızı o gördüğünüz insanlara da yüklemeye çalışmayın. Veya o insanlara, İslam dini ile ters düşecek bir biçimde kutsiyet armağan edip neredeyse yarı peygamber gözü ile bakmayı da kesin. Çünkü bu yaptığınız İslamiyet ile bağdaşmaz. Lütfen onları, günahı ile sevabı ile kabul edin ve ölçüyü kaçırmadan saygı duyun. Veya Padişahları mitolojik kahramanlar haline getirip, mükemmel insan mertebesine yükseltip, sefer düzenlemekten ve ibadetten başka bir şey yapmazdı gibi ahmakça bir yorum lütfen yapmayın. Padişahların da dinlenmeye, eğlenmeye ihtiyaçları vardı. Tarihi kayıtlar saray da eğlence düzenlediklerini de doğrulamaktadır. Onlar da bizim gibi çeşitli insani zayıflıkları olan yani cinsel ihtiyaçları olan insanlardı. Ayrıca madem diziye bu kadar çok karşı çıkıyorsunuz , sizde kafanız da ki Kanuni modelini anlatan bir dizi yapın da izleyelim. Muhafazakar kesim olarak bütçe sıkıntınızın olduğunu hiç sanmıyorum. Diziniz nasıl hayal ediyorsanız öyle olsun. Padişah hiç cinsel ilişkiye girmesin, seferden sefere koşsun ve sürekli ibadet etsin vs. Bu arada Muhteşem Yüzyıl'ın hiç mi eleştirilecek tarafı yok? Var, olmaz mı? Öncelikle oyunculuklar tam manası ile yerine oturmamış. Kanuni'yi oynayan Halit Ergenç, bir karakter yaratamamış ve açıkçası biraz ruhsuz. Ve Hürrem'i oynayan Meryem Üzerli her ne kadar role uygun olsa da ve göz kamaştırıcı bir güzelliğe sahip olsa da, o da rolüne tam manası ile bürünememiş. Tabi bu oyunculukların zamanla yerine oturacağına inanıyorum. Ek olarak dönem dizisi çekmenin kimi zorlukları da dizi de maalesef mevcut. Mesela, ara sahnelerde gözüken İstanbul animasyonun kötü olması, figüranların azlığı vs. Biliyorum biraz sert ve ağır bir yazı oldu. Bu yüzden özür dilerim. Ama muhafazakar kesimden gelen birisi olarak, çuvaldızın bu konu da muhafazakar kesime şiddetli bir şekilde batırılması gerektiğine inanıyorum. Tabi, her ne kadar bu yazı da onları çok eleştirmeye vakit bulamasam da Ulusalcı kesim için de geçerli. Yazıyı, biraz klişe bir şekilde bitireceğim ama her iki kesim de lütfen empati yapmayı denesin ve ön yargılarından arınsınlar. Ve çok rica ediyorum bir filmi, diziyi izlemeden veya üzerinde fikir sahibi olmadan eleştirmeye kalkışmasınlar. Zira kendilerini komik bir duruma sokuyorlar.
Not: Bu yazı dizinin ilk bölümü izlenerek yazılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder